Augustus'un kızı Julia'dan üç torunu vardı. Hiçbiri Augustus'un yerine geçebilecek kadar uzun yaşamadı. Dolayısıyla yerine karısı Livia'nın ilk evliliğinden olan üvey oğlu Tiberius geçti. Augustus Roma'nın en eski patrici ailesi olan Julius ailesinden geliyordu. Diğer tarafta Tiberius ise Julius ailesi kadar eski olmayan Claudius ailesinden geliyordu. Onların haleflerinin hepsi de Tiberius'un kardeşi Nero Claudius Drusus dolayısıyla Claudius ailesinden ve Augustus'un ilk evliliğinden olan kızıYaşlı Julia (Caligula ve Nero) veya Augustus'un kızkardeşi Küçük Octavia (Claudius) vasıtasıyla Julius ailesindendi. Bu yüzden tarihçiler bu hanedandan "Julio-Claudian" adıyla bahseder.
Tiberius (14-37)
Tiberius'un yönetiminin ilk yılları huzurlu ve nisbeten tehlikesizdi. Roma'nın tüm gücünü güvence altına aldı ve hazineyi zenginleştirdi. Ancak çok geçmeden Tiberius'un salatanatına paranoya ve iftira hâkim oldu. 19 yılında birçok kimse tarafından yeğeni Germanicus'un ölümünden sorumlu tutuldu. 23 yılında oğlu Drusus öldü. Tiberius giderek kendi içine çekildi. Bir dizi ihanet davası ve idam başlattı. İktidarını muhafız komutanı Lucius Aelius Sejanus'a bıraktı. Kendisi 26 yılındaCapri adasındaki villasında yaşamak üzere emekli oldu. Yönetimi bıraktığı Sejanus iştahla zulmetmeye devam etti. Sejanus 31 yılında Tiberius'un yanında eş konsül olarak ve imparatorun yeğeni Livilla ile evlenerek gücünü pekiştirdi. Bu noktada kendi kazdığı çukura düştü. O güne kadar kendi çıkarına kullandığı imparatorun paranoyası kendi aleyhine döndü. Aynı yıl Sejanus birçok yakınıyla birlikte idam edildi. Zulüm 37 yılında Tiberius'un ölümüne kadar sürdü.
Caligula (37-41)
Tiberius öldüğü sırada yerine geçebilecek kişilerin büyük bölümü gaddarca öldürülmüştü. Akla yatkın olan vâris (ve Tiberius'un kendi tercihi) küçük yeğeni Germanicus'un oğlu Gaius'du (daha bilinen adıyla "Caligula" ya da "ufak papuçlar"). Caligula zulme son verip amcasının kayıtlarını yakarak iyi bir başlangıç yaptı. Ancak ne yazık ki çok geçmeden hastalığa yakalandı. 37'nin sonlarında Caligula aklî dengesizlikler göstermeye başladı. Modern yorumcular hastalığının aklî dengesizliğe, hipertiroidi ve hatta sinir krizine (belki de Caligula'nın konumundan ötürü) yolaçan ensefalit olduğunu düşünmektedirler. Sebebi ne olursa olsun o noktada hükümdarlığında bariz bir değişim olmuş ve hayatını ele alanların kendisinin deli olduğunu düşünmelerine neden olmuştur.
Caligula'nın hayatıyla ilgili bilinenlerin çoğu Suetonius'un Oniki Sezar'ın hayatları adlı çalışmasında anlattıklarıdır. Suetonius'a göre Caligula bir keresinde en sevdiği atı Incitatus'u Roma senatosuna atamaya kalkmıştı. Deniz tanrısı Neptün ile savaşmaları için askerlerine Britanya'yı işgal etmelerini emretmiş ama son dakikada fikrini değiştirip Fransa'nın kuzeyinde deniz kabuğu toplatmıştı. Kız kardeşleriyle ensest ilişkilere girdiğine inanılmaktadır. Heykelinin Kudüs'deki tapınağa dikilmesini emretmişti. Eğer arkadaşı kral Herod tarafından bu fikrinden vazgeçirilmemiş olsa şüphesiz bir isyana sebep olacaktı. İnsanları gizlice öldürtüp, sonra da sarayına davet ederdi. Gelmediklerinde ise şaka yollu intihar etmiş olabileceklerini söylerdi. 41 yılında Caligula muhafız komutanı Cassius Charea tarafından öldürüldü. İmparatorluk ailesinden göreve gelebilecek tek kişi amcası Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus'du.
Claudius (41-54)
Claudius uzun süre ailenin geri kalanı tarafında zayıf ve aptal biri olarak görülmüştü. Oysa ne amcası Tiberius gibi paranoyak, ne de yeğeni Caligula gibi deliydi. Bu yüzden de imparatorluğu makul bir dirayetle yönetebilme becerisine sahipti. Bürokrasiyi iyileştirmiş ve vatandaşlık ve senato tutanaklarını daha etkin hale getirmiştir. Ayrıca Britanya'nın işgaline ve kolonileştirilmesine devam etmiş (43) ve imparatorluğa doğuda yeni eyaletler katmıştır. Ostia'da Roma için kışlık bir liman inşa ettirmiş böylece kötü hava koşullarında imparatorluğun diğer kısımlarından hububatın gelmesi için bir yer sağlamıştır.
Kendi aile yaşantısında ise Claudius o kadar başarılı değildi. Karısı Messalina kendisini aldatıyordu. Claudius bunu öğrendiğinde Messalina'yı idam ettirdi ve yeğeniGenç Agrippina ile evlendi. Agrippina beraberindeki bir dizi azledilmişle birlikte Claudius'un üzerinde aşırı derecede bir nüfuz oluşturdular ve her ne kadar ölümüyle ilgili çelişkili anlatımlar olsa da Claudius'u 54 yılında karısının zehirlemiş olması kuvvetle muhtemeldir. Claudius ertesi yıl tanrılaştırıldı. Claudius'un ölümü Agrippina'nın kendi oğlu 17 yaşındaki Luciuc Domitius Nero'nun önünü açmış oldu.
Nero (54-68)
Nero 54 yılında 68'e kadar iktidarda kaldı. Hükümdarlığı sırasında dikkatini daha fazla diplomasi, ticaret ve imparatorluğun kültürel sermayesinin arttırılmasına verdi. Tiyatroların inşa edilmesi için emirler verdi ve spor oyunlarını destekledi. Hükümdarlığı sırasında Partlara karşı başarılı bir savaş yürütüldü ve barış antlaşması yapıldı (58-63), Briton isyanı bastırıldı (60-61) ve Yunanistan ile kültürel bağlar geliştirildi. Ancak Nero bir tiran ve 64 yılında "Roma yanarken lir çalan imparator" olarak hatırlanır. Askeri bir darbe sonucunda Nero gizlenmek durumunda kaldı. Anlatılanlara göre Roma senatosu tarafından idam edilmesi söz konusu olunca 68 yılında intihar etti. Son sözleri "İçimde nasıl bir sanatçı ölüyor" idi.
Bu sayfaya henüz yorum yazılmadı.